Ne Mutlu Türküm Diyene Atam

ArkadaşbulChat

Anasayfa > HABER > Yetişkinlerin de çocuklar gibi aşı takvimi olmalı

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, sağlıklı bir toplum için yaşam boyu aşılamanın gerektiğini belirterek, “Yetişkinlerin de çocuklarda olduğu gibi birer aşı takvimi olmalı, grip ve zatürre gibi aşıyla korunulabilecek hastalıklara karşı aşılanmalıdır.” dedi.

Prof. Dr. Ünal, “Dünya Aşı Haftası” dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşıların sadece çocukların değil, yetişkinlerin sağlığında da kurtarıcı rolü olduğunu vurgulayarak, çocuklukta yapılan bazı aşıların yetişkinlikte tekrarlanması gerektiğine dikkati çekti.

“Aşılama” denildiğinde tüm dünyada ilk akla gelenin çocukluk çağı aşıları olduğunu ifade eden Ünal, aşıların yetişkinlerde, özellikle yaşlılarda da gerekli olduğunu vurguladı.

Tüm hayatı boyunca altta yatan hastalığı olmayan sağlıklı bireylerin, yenilenen aşı takvimleriyle takibinin yapılması gerektiğine işaret eden Ünal, diyabetik hastalar, HIV hastaları, kronik obstrüktif akciğer hastalığı olanlar gibi altta yatan hastalığı olan bireylerde de özel aşılama takvimleri uygulanması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Ünal, özellikle son 15 yılda yapılan çalışmalarda, ilerleyen yaşla beraber bağışıklık sisteminin gücünün azalması sonucunda yaşlıların enfeksiyonlara daha açık hale geldiği ve bu gruptaki insanların da aşılanması gerektiğini belirterek, “Çocukluk çağında yaptığımız aşıların bazılarının bizleri ileri yaşlara kadar koruyamadığı görüldü. Dolayısıyla, yetişkinlerin de çocuklarda olduğu gibi birer aşı takvimi olmalı, grip ve zatürre gibi aşıyla korunulabilecek hastalıklara karşı aşılanmalıdır.” diye konuştu.

Grip aşısının her yıl tekrarlanması gerekir

Erişkin aşılarının grip ve zatürre aşıları olduğunu ifade eden Ünal, 65 yaş üstü kişilerde, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kronik böbrek ve karaciğer yetmezliği, kanser tedavisi görenler, AIDS hastalığı, şişmanlık ve gebelik gibi bağışıklık sistemini bozan ya da etkileyen durumlara sahip risk grubundaki kişilerde, influenzanın görülme sıklığının ve ölümcül olma olasılığının arttığına işaret etti.

Bu özelliklere sahip hastaların mutlaka her yıl influenza aşısı yaptırması gerektiğini belirten Ünal, “İnfluenza aşısı, o yıl en çok görülmesi muhtemel virüs alt gruplarına karşı yapılır, ancak virüsler mutasyona uğradığı için bu alt gruplar her yıl değişebilir.” dedi.

Aşılar risk grubundaki ve 65 yaş üzeri yetişkinlere artık ücretsiz

Türkiye’deki erişkin aşılama uygulamaları hakkında da bilgi veren Ünal, çocukluk çağı aşılarının aile hekimleri tarafından etkin bir şekilde takip edildiğini söyledi.

Grip ve polisakkarit zatürre aşılarının da geri ödemeli olarak yaptırılabildiğini belirten Ünal, konjuge zatürre aşısının da son yapılan düzenlemelerle artık risk grubundaki yetişkinlere ve 65 yaş üzeri kişilere Sağlık Bakanlığı’nın ilgili merkezleri ve Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılabildiğini hatırlattı.

Çocuk aşılama oranlarıyla karşılaştırıldığında, erişkin aşılama oranlarının düşük olduğuna dikkat çeken Ünal, “Özellikle grip aşısı ve zatürre aşısının düşük oranlarından dolayı bu aşılamaları çeşitli duyurularla yaygın hale getirmeliyiz. Buna ek olarak 1990’lardan sonra yaygın olarak yapılmaya başlanan Hepatit B gibi aşıları olmamış insanların aşılarının tamamlanması gerekir. Ayrıca, vücutta kalan suçiçeği virüsünün sonradan canlanmasıyla ortaya çıkan zona hastalığına yakalanmamak için de, 60 yaş üstü herkesin zona aşısı olması gerekir.” diye konuştu.

Sadece çocuklar değil, tüm toplum aşılanmalı

Aşıların sadece aşılanan insanı değil, enfeksiyon riskini azaltarak etrafındaki insanları da koruduğunun altını çizen Prof. Dr. Serhat Ünal, çocukluk çağında yapılan aşıların erişkin yaşta da kontrol edilmesi ve tekrarlanması gerektiğini söyledi.

Çocukluk çağında difteri, boğmaca ve tetanos için aşılama yapıldığını aktaran Ünal, difteri ve tetanos için aşılamanın 10 yılda bir tekrarlandığını, ancak son 10 yılda Amerika’nın da dahil olduğu batı ülkelerinde yeni doğanlarda boğmaca vakalarında bir artış görüldüğünü dile getirdi.

Erişkinlerde çok etkili olmasa da yeni doğanlarda kalıcı sakatlıklara sebep olabilen bu hastalığın normal şartlarda, anneden geçen antikorlarla önlenmesi gerektiğini belirten Ünal, şunları kaydetti:

“Bu vakalarda yapılan incelemeler sonucunda annelerde yeterince antikor olmadığı ve çocukluk çağında yapılan boğmaca aşısının erişkinliğe kadar etkisini korumadığı ortaya çıktı. Buradan hareketle anneler aşılanmaya başladı. 10 yılda bir yapılan difteri-tetanos aşısının bir kereye mahsus difteri-boğmaca-tetanos olarak yapılmasıyla bu risk ortadan kaldırıldı. Benzer şekilde çocuklara yapılan 13 valanlı konjüge pnömokok aşısı, erişkinlerdeki zatürre vakalarını da azalttı. Buna ‘toplumsal korunma’ diyoruz. Bu sebeple, olaya bir bütün olarak bakarak, yeni doğandan geriatik yaş grubuna kadar her yaş grubuna kendisine uygun aşıları düzenli olarak yapmalıyız.”

Paylaş

Yorumlar

Bu Yazıya 0 Yorum Yapılmış

Yorum Yap